DUODOPA

DUODOPA (Levodopa/Karbidopa İntestinal İnfüzyon Jeli)

İLERİ EVRE PARKİNSON HASTALIĞI NEDİR?

Parkinson Hastalığı, beyinde DOPAMİN adı verilen nörotransmiterin eksikliğine bağlı gelişen ve sıklıkla ileri yaşta ortaya çıkan bir hastalıktır. Parkinson Hastalığı’nın erken dönemlerinde, tedavide ağızdan kullanılabilen pek çok ilaç seçeneği ve bunların kombinasyonları mevcutken, 1960’lardan beri bilinen en etkili ilaç, levodopa adı verilen DOPAMİN ön maddesidir. Ancak, yıllar geçtikçe hastalığın ilerlemesi ile birlikte, ağızdan tedaviye yanıt giderek azalmakta, buna karşılık levodopa’nın kan düzeyindeki dalgalanmalar nedeni ile bu defa hastalarda diskinezi adı verilen istem dışı hareketler meydana gelmektedir. Ayrıca, zamanla gün içerisinde aşırı hareketli, (açık) ve aşırı hareketsiz (kapalı) olarak geçirilen, motor hareketlerde dalgalanmalar olarak tanımlanan değişken dönemler ortaya çıkmaktadır. Parkinson Hastalığı’nın bu dönemi, İleri Evre Parkinson Hastalığı olarak tanımlanmaktadır.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?

İleri Evre Parkinson Hastalığı’nın tedavisinde uygulanan seçenekler oldukça sınırlı olup, gerek dünyada, gerek Türkiye’de beyin pili ve apomorfin injeksiyon pompası şeklindeki tedaviler mevcuttur. Yakın zamanda ülkemizde bu tedavilere bir başka alternatif daha eklenmiştir. Levodopa/Karbidopa İntestinal Jel, diğer adı ile DUODOPA olarak bilinen bu tedavi, 50 yılı aşkın süredir Parkinson Hastalığı tedavisinde altın standart olarak kabul edilen levodopa’nın, ince barsaktan sürekli infüzyon şeklinde uygulanan jel formudur. DUODOPA, aslında dünyada yeni bir tedavi olmayıp, ilk kez 1991 yılında İsveç’te klinik uygulamaya girmiştir. Günümüzde Almanya, Fransa, İtalya ve Belçika da dahil olmak üzere, pek çok Avrupa ülkesinde yıllardan beri kullanılmakta olan bu tedavi yöntemi, geçtiğimiz sene içerisinde ülkemizde de uygulanmaya başlanmıştır.

DUODOPA NEDİR?

DUODOPA, özel bir pompa vasıtası ile beyne sürekli ve sabit hızda DOPAMİN uyarısı sağlayan, ince barsaktan infüzyon şeklinde uygulanan ve levodopa/karbidopa içeren bir jeldir. Pplastik kasetler halinde kullanıma sunulmuştur ve Kasetlerden her biri, yaklaşık bir günlük (yaklaşık 16 saatlik) kullanım için hazırlanmıştır. ve Kasetler içindeki Levodopa/Karbidopa içeren jel, DUODOPA pompası adı verilen özel ve önceden programlanabilir bir pompa vasıtası ile doğrudan ince barsağın jejunum adlı parçasına sürekli infüzyon şeklinde uygulanmaktadır. Böylece, levodopa’nın en iyi emilim yeri olan jejunuma doğrudan uygulanarak, hızla beyne ulaşmasına ve beyinde DOPAMİN e dönüşerek etkinlik göstermesine olanak sağlamaktadır. 

DUODOPA pompasının önceden programlanabilir olması, her hastanın ihtiyacına göre günlük levodopa dozunun bireyselleştirilmesine, hatta gerektiğinde hastanın gereksinimine göre tedavi dozunun yeniden ayarlanabilmesini mümkün kılmaktadır. Böylece hastanın günlük levodopa ihtiyacı sürekli ve sabit dozlar halinde uygulanarak, ilacın kan düzeyindeki dalgalanmalar minimale indirgenmekte ve bu sayede istenmeyen etkiler de anlamlı ölçüde azalmaktadır.

DUODOPA NASIL UYGULANIR?

Duodopa, geçici test periyodu ve kalıcı tedavi periyodu olmak üzere 2 aşamalı olarak uygulanmaktadır: Test periyodunda amaç, hastanın levodopa ya yanıt verip vermediğinin saptanması ve o hasta için uygulanması gereken en optimal dozun tespit edilerek pompanın bu doza göre programlanmasıdır.Bu periyodda, genellikle bir gastroenteroloji uzmanı tarafından hastanın burnundan ince barsağının jejunum adı verilen bölümüne nazojejunal tüp adı verilen bir tüp yerleştirilerek, bu tüpün burun hizasındaki ucuna Duodopa pompası takılmaktadır. 

Yaklaşık 3-5 gün kadar süren bu periyod olumlu sonuçlanır ise, kalıcı tedavi aşamasına geçilmektedir. Yaklaşık 1 hafta süren kalıcı tedavi periyodunda, yine bir gastroenteroloji uzmanı tarafından, perkütan endoskopik gastrostomi (PEG) adı verilen bir yöntem ile mideye kateter adı verilen kalıcı bir boru yerleştirilmekte ve mideden ince barsağın jejunum parçasına bir uzatma tüpü iletilmektedir. 

Daha sonra kateterin ucuna Duodopa pompası takılarak Duodopa dozunun son ayarları yapılmaktadır. Tüm bu işlemler hasta hastaneye yatırılmak suretiyle uygulanmakta ve yaklaşık 1-2 hafta kadar süren bu sürecin sonunda hasta eve taburcu edilmektedir. Sonuç olarak bu sistem ile, kalıcı tedaviye geçmeden önce test sürecinde hastanın levodopa’ya yanıtı doğrulanmakta ve her hasta için uygun DUODOPA dozu ayarlanabilmektedir.

DUODOPA DOZU NASIL HESAPLANIR?

DUODOPA’nın dozları, ilk 10 dakika ila yarım saat içinde verilen sabah dozu, gün boyu verilen sürekli idame dozu ve gerektiği takdirde hastanın kendi uygulayabileceği ekstra dozlar şeklinde programlanmaktadır. Her hastaya uygulanması gereken DUODOPA dozları, o hastanın daha önce ağızdan kullanmakta olduğu toplam levodopa dozu ve varsa kullandığı ilave Parkinson ilaçları dikkate alınarak hesaplanmaktadır.

DUODOPA TEDAVİSİ İLE İLGİLİ KLİNİK DENEYİMLER NASILDIR?

Yapılan çalışmalar DUODOPA’nın, ağızdan kullanılan levodopa’ya bağlı istemsiz hareketleri belirgin biçimde azalttığını, yine levodopa ya bağlı aşırı hareketli (açık) ve aşırı hareketsiz (kapalı) geçirilen süreleri belirgin olarak kısalttığını göstermiştir. Ayrıca klinik deneyimler, uyku kalitesini arttırmak, günlük yaşamsal aktiviteleri kolaylaştırmak gibi ek faydaları olduğunu da göstermektedir.

DUODOPA TEDAVİSİ KİMLERE UYGULANABİLİR?

DUODOPA tedavisinin başarısını belirleyen en önemli faktör, uygun hastaların seçilmesidir. Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından onaylı olan bu tedavi, ağızdan alınan levodopa’ya bağlı motor hareketlerinde dalgalanmalar olan, istem dışı hareketlerin (diskinezilerin) eşlik ettiği, levodopa ya yanıt veren ileri evre Parkinson hastalarında kullanılmaktadır.

DUODOPA TEDAVİDE NE GİBİ AVANTAJLAR SUNABİLİR?

DUODOPA tedavisinin, 18 yaşın üzerindeki tüm hastalarda yaş sınırlaması olmaksızın kullanılabilmesi, ağızdan ek ilaç kullanım ihtiyacını anlamlı ölçüde azaltması, tedavinin 1-2 hafta gibi kısa bir süre içerisinde programlanabilmesi ve dozun hastanın ihtiyacına göre kolayca ayarlanabilmesi, önemli avantajları arasında yer almaktadır. Bu tedavinin bir diğer avantajı da, her hastada nispeten kolay bir yöntemin uygulandığı test dönemi ile tedavinin etkinlik derecesinin ve dozunun tespit edilebilmesidir. Bu da tedavinin hasta için uygun olup olmayacağını öngörme olanağı sağlamaktadır.

TEDAVİNİN RİSKLERİ VAR MIDIR?

Her tedavide olduğu gibi, bu tedavi için de bazı riskler söz konusudur. Örneğin, PEG işlemi ile ilgili bilinen cerrahi riskler, bu tedavi için de geçerlidir. Olası risklerin minimale indirgenebilmesi için uygun hasta seçimi büyük önem taşımaktadır. Bunun yanısıra, nöroloji, gastroenteroloji, hemşire, hasta ve hasta yakını işlem öncesi ve sonrasında çok sıkı işbirliği içinde olmalıdır. Kalıcı tedavi öncesinde bir deneme süreci olması, olası risklerin öngörülmesi ve yönetimi açısından faydalıdır.

TEDAVİ NASIL TAKİP EDİLİR?

Kalıcı tedaviye başlandıktan sonra hem hasta, hem de hasta yakını, DUODOPA’nın kullanımı ve genel bakımı ile ilgili, konuda uzmanlaşmış hemşireler tarafından eğitilmektedir. DUODOPA hastası, gastroenteroloji uzmanı, nöroloji uzmanı ve hemşire tarafından düzenli aralıklar ile takip edilmektedir.

× How can I help you?